Bebeğin doğduğu ilk gün ve ilk kırk gün içinde yapılacaklar;
● Çocuk doğunca ilk görüldüğünde Kelime-i Tevhid okuyup yüzüne üflenir.
● Çocuk doğduğunda çocuğu doğuran anneye şöyle dua edilir: ” Barakallahu leke bima razeka’kellahü min veledin ve cealehü salihan. “
● Çocuğun sağ kulağına ezan sol kulağına da kamet okunur okunduktan sonra; “Allahümmec’âlhü berran ve enbithü bil İslâmi nebatan hasenan.”
● Çocuk beyaz beze sarılır.Çocuğun bulunduğu oda da,yastık yada yorgan ve çarşafta ,gerek kıyafet ve eşyaların hiç birinde resim olmamasına dikkat edilir.!
● “Acve” hurması uygulamasından önce Hayır duası yapılır, örnek;Ya Rabbi bu çocuğu salih kullarından eyle,müslüman olarak büyütüp yetiştir. “Allah’ım, bu yavruyu İslâm fidanlığında biten güzel bir fidan olarak büyüt, islâmî hayatta ebedî ve sabit kıl.” Bu sıralarda çocuğuna bakan ana-baba, İbrahim Aleyhisselâm’ın oğulları İsmail ve İshak’a bakarken okuduğu şu duayı okurlar: “Elhamdülillahillezî vehebe lî ale’l-kiberi İsmâile ve ishak.İnne Rabbî lesemîu’d-duâ.” “Bana bu evladı ihsan eden Allâh’a hamd eder, minnet ve şükranlarımı takdim ederim.
● “Acve” hurmasıyla ağızda çiğnedikten sonra çocuğun damağını onunla ovmak karnına ondan bir şeyler gidinceye kadar çocuğun ağzı açılarak 3 Acve hurmasıyla tahnik etmek sünnettir.
● Çocuğun sağ kulağına Al-i İmran suresi 36. Ayatini okumak sünnettir.’’ve innî uîzuhâ bike ve zurriyyetehâ mineş şeytânir racîm(racîmi). ‘’
● Çocuğun sağ kulağına peygamberimiz ihlas süresini okumuştur.
● Yeni doğan çocuğun kafası elle tutulup Allah-ü Teala’nın isimlerinden
7 defa El Berru (celle celalühü)
7 defa Eş Şehid (celle celalühü)
3 defa da Kadir suresi okunursa çocuk hiç zina etmez diye rivayet edilmiştir.
● Çocuk için eş, dost, komşulara evde ziyafet verip çocuk için dini, aklı, ahlakı geleceği için hayır dualarını alıp hayır dualarda bulunmak.
● Anne çocuğunu ilk olarak emzireceğin de sağ göğsünden ve emzirmeye, abdestsiz emzirmemeye dikkat etmelidir.
Bebeğin doğduğu ilk kırk gün içinde;
● Hakka Suresi zeytin yağına okunup çocuğun vücudu ovulursa dünya sevgisi ondan sıyrılır.
● Çocuğun bulunduğu yerde bir hatim okumak ruhaniyetine olgunluk vereceği,
● Çocuğun ahlakının güzel olması için her gün (40 gün) kulağına Yusuf Suresi okunur.
● Çocuğun itaatkar olması için her gün bir tane Yasin Suresi okunur.
● Çocuğun zeki olması için kulağına bir defa Fetih Suresi okunur.
● Doğumun 37.günün de Al-i İmran Suresi okunur, yedi delikten (iki kulak, iki burun, iki göz, ağız) üflenirse şeytan çocuğa yaklaşmaz.
● 39.günün de Al-i İmran Suresi okunup, yedi delikten (iki kulak, iki burun, iki göz, ağız) üflenirse o çocuk sara, havale, ateşli hastalıklardan Biiznillah korunur.
● Çocuk doğduktan sonra 36. günü Enbiya Suresi okunur.
● 7 nci gün Akika Kurbanı kesilir.
● 7 nci gün akikanın kesilişinden sonra çocuğun saçları kazıtılıp saçların ağırlığınca sadaka verilmesi rivayet edilmiştir.
DİĞER KAYNAKLARDA DA ŞU BİLGİLER VARDIR:
İSLAM’A GÖRE YENİ DOĞAN BEBEĞE YAPILMASI GEREKENLER
Yeni doğan bebeğe İslam’a göre neler yapılmalı? Her Müslüman anne-babanın evladı doğunca yapması gerekenler.
Bu safha, doğumla başlayıp tam iki sene devam eder. Müslüman anne-babaların, dünyaya gelen çocuklarını, Sünnet’e uygun olarak yetiştirmek istemeleri, onların en güzel dilekleridir. İleride pişman olmayacağımız, iftihar edeceğimiz evlâtlara sahip olmak istiyorsak, “İşi, daha en başından sıkı tutmalı!” kanaatindeyiz. Temelde hata yapmayalım ki, hayırlı neticeler alınabilsin. Temeli sağlam bir bina yıkılmaz!
İLK LİBAS
Bebeğin doğduğu gün ona giydirilen ilk kıyâfetin (zıbın, kundak, göbek bağı vb.) beyaz olması isabetlidir. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kızı Hazret-i Fâtıma’nın doğumunda hazır bulunan Sevde binti Misrah, bebeği, sarı bir kundağa sarar. Az sonra gelen Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu duruma müdahale eder; sarı bezi atıp, beyaz bir beze sarar.[1] Bizzat kendi kızı için yaptığı bu uygulama, yeni doğan yavrunun tertemiz beyazlar içinde olmasını arzulaması, bizlere de güzel bir misal teşkil eder.
İLK GIDA
Yeni doğan bir bebek, dünyaya tok olarak geldiğinden Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- mideye giren ilk gıdanın süt olmamasını istemektedir. Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; hem kızı Hazret-i Fâtıma’nın hem de Ümmü Süleym’in çocukları doğduğunda, onlara tahnik yapmıştır.[2]
“Tahnik” hurmayı ağızda çiğnedikten sonra çocuğun ağzına dokundurmaktır. Bu da, çiğnenen hurmadan bir parça parmağa konup, çocuğun ağzına sürülerek gerçekleştirilir. Parmak aynı zamanda ağzın sağına ve soluna değdirilir ki, çocuğun ağzının içinin her tarafı çiğnenen maddeyle teması sağlamış olsun.[3]
İslâm terbiyecileri bu âdetin, çocuğu bir âlime götürerek tahnik ettirmek şeklinde icrâsının uygun bir davranış biçimi olduğunu ifâde etmişlerdir.[4] Böylece yeni bebek, ağzı duâlı bir âlim kişinin elinden ilk gıdasını almış olur.
İLK DUÂ
Çocuk dünyaya gelince ilk yapılan muâmelelerden biri de duâdır. Duâ, sadece tahnikten sonra değil, diğer zamanlarda, hattâ ileriki yaşlarda dâimâ yapılmalıdır. Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Ensâr’ı sık sık ziyâret eder, bu ziyaretler esnasında ya da doğan çocukların kendisine takdim edildiği zamanlarda, onlara bol bol duâ ederdi.[5] Bu bilgiler ışığında, ebeveynler çocuklarını doğduklarından itibâren âlim ve fazilet sâhibi kişilerle bir araya getirerek hem duâlarını almaya, hem de güzel davranışlarından, sohbetlerinden istifâdeye çalışmalıdır.
Ebeveynler, fiilî duânın yanında çocuk doğmadan önce, doğum esnâsında, doğduktan sonra ve her dâim çocuklarına duâ etmelidir. Çocuk eğitiminde duâya şiddetle ihtiyaç vardır. Zira duâ, ilâhî müdâhaleyi taleptir. “Duâ, eğitimin temel ve en önemli usûllerinden biridir. Duâsız eğitim, susuz çiçeğe benzer. Duâsız eğitim, Allâh’ın mülkünde O’nun müdâhalesi olmadan bir iş yapmak gibidir. Duâsız eğitim, özsüz, yönsüz ve rehbersiz bir faaliyeti andırır.”
“Üç duâ vardır, bunların kabul olacağında şüphe yoktur:
1) Mazlumun duâsı,
2) Misafirin duâsı,
3) Ana-babanın çocuklarına duâsı.” [6]
İLK TELKİN
Bundan murat; yeni doğan bebeğin sağ kulağına ezân okunması, sol kulağına ise kamet getirilmesidir.[7]
SÜRÛR
Kur’ân-ı Kerîm’de yeni doğan/doğacak çocuklarla ilgili mutluluk, genellikle “tebşîr: müjdelemek” masdarıyla kullanılmıştır. Hazret-i İsmâil -aleyhisselâm-, Hazret-i İshâk -aleyhisselâm-, Hazret-i Yâkub -aleyhisselâm-, Hazret-i Yahya -aleyhisselâm- gibi peygamberlerin dünyaya gelmesi[8], bir sürûra vesîle olmuştur.
Doğumda bir “izhâr-ı sürûr: sevinç belirtisi” gösterilir.[9] Ayrıca çocuğu; “kalplerin meyvesi” (semeretü’l-kulûb) ve “gözün nûru” (kurretu ‘ayn) olarak vasıflandıran Sevgili Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, çocuğun doğumunun büyük sevince vesîle olacağını belirtmiş, hattâ oğlu İbrahim doğduğunda, âzatlı kölesi Ebû Rafi’e bir köle hediye etmiştir.[10] Doğum vesîlesiyle ziyâfetler de verilebilir.[11]
Bu arada doğumun meşakkatinden kurtulan anneye, “Geçmiş olsun!” demeli ve doğum sebebiyle tebrik edilmelidir. Bu, doğumdan hemen sonra veya diğer günlerde de olabilir. Bir müslüman kardeşinin çocuğu dünyaya geldiğinde onun sevincini paylaşmak müstehaptır.[12]
Ayrıca bebeğin dünyaya gelmesinde yardımcı olan ebenin de dindar olması, hiç olmazsa çocuğu alırken “besmele” çekmesi gerekir.[13] Bebek dünyaya gelirken helâl ve haram ölçülerine de son derece titizlik göstermek yerinde bir davranıştır.
DİPNOTLAR
[1] Alî el-Müttakî, Kenzü’l Ummâl, Hadis No: 16, 261, 62.
[2] İbrahim Canan, Hz. Peygamberin Sünnetinde Terbiye, İstanbul, 1982, sh: 83.
[3] Abdullah Nasuh Ulvan, Âile Eğitimi, İzmir, 1991, I, sh: 85.
[4] Ömer Naimî Harputî, Terbiye-i Etfâl ve Mehâsin-i Hisâl, İstanbul, 1283, sh: 47.
[5] İbnü’l-Hacer, Fethu’l-Bârî, 13, 401.
[6] Tirmizî, Deavât, 48.
[7] Tirmizî, Edeb, 17, Hadis No: 15, 229.
[8] Bkz: es-Sâffât, 101; ez-Zâriyât, 28; Hûd, 71; Meryem, 97.
[9] İbrahim Canan, a.g.e., sh: 84.
[10] İbrahim Canan, a.g.e., sh: 84.
[11]İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, İstanbul, 1993, I, sh: 309.
[12] A. Ulvan, a.g.e., c. I, sh: 81.
[13] Numan Kurtulmuş, Amentü Şerhi, İstanbul, 1952, sh: 253.
Kaynak: Nurten Selma Çevikoğlu, Şebnem Dergisi, Sayı: 157
Bir yanıt bırakın