‘Elmalı davası’nda anne M.A. ve üvey baba R.A., ‘istismar olmadığını, çocukların babaanneleri tarafından kandırıldığını’ öne sürdü.

Antalya’nın Elmalı ilçesinde iki kardeşin anne ve üvey babası dahil birden fazla kişi tarafından istismar edildiği şikayeti üzerine dava açılmış, anne ve baba dört aylık tutukluk sonrası Ocak 2021’de tahliye edilmişti. Sanıkların yeniden tutuklanması talebi iki kez reddedilmişti.
Twitter’da bugün sanık anne M.A. adına açılan hesapta dava dosyasında yer aldığı belirtilen bazı belgeler paylaşıldı.
Avukatının da M.A. adına açıldığını doğruladığı hesaptan 61 paylaşım yapıldığı, 20 belgeye yer verildiği görüldü.
DHA’nın ulaştığı sanıklar ‘mahkemenin kendilerini doktor ve psikolog raporlarına göre tahliye ettiğini, çocuklarının, babaanne tarafından yönlendirildiğini, bunun da psikolog raporlarıyla kanıtlandığını’ öne sürdü.
R.A.’yla 8 Kasım 2018 tarihinde evlendiğini belirten M.A., şunları anlattı: “2020 yılının Ramazan Bayramı’nın arife gününde yaşadığımız yere gelen jandarma ekipleri, ani bir operasyonla bizi gözaltına aldı. Telefonlarımız elimizden alındı. Ancak savcılık emriyle serbest bırakıldık. Telefonlarımız incelendi. Ancak 2020 yılının kasım ayında tekrar gözaltına alındık. 14 Kasım 2020 tarihinde 14 saat süren bir duruşma sonunda tutuklandık. 5 Ocak 2021 tarihinde delil yetersizliğinden serbest bırakıldık. Dün de bu olay ortaya çıktı. Psikolog raporlarında her şey ortada. Çocuklarımı babaanneleri uydurma yalanlarla kandırmaya çalışıyor.”
Kızının velayetinin hala kendisinde olduğunu kaydeden M.A. şöyle devam etti: “Çocuklarım davanın başından beri Balıkesir Ayvalık Sosyal Hizmet Merkezi’nde psikologla görüşmektedir. Balıkesir valiliği tarafından dosyaya gönderilen 30 Nisan 2021 tarihli evrakta, her ne kadar 23 Ekim 2020 tarihinde mahkemeye görüş bildirilse de yapılan mesleki çalışma sonucu ‘Çocuklar hakkındaki kanaatlerinin değiştiği’ bildirilmiş, bu yazının ekinde de çocuklarımla görüşen uzman psikoloğun altı sayfalık raporu gönderilmiştir.
Rapordan takip edebileceğiniz üzere psikologda şüphe uyanmasına neden olan somut olaylara tek tek yer verilerek, ‘Babaanne G.S.’nin istismar davası, velayet davası ve çocukların sağlık kontrolleri hakkında tutarsız ve yalan beyanlarda bulunduğunun gözlemlendiği’ belirtilmiştir. Raporun sonuç kısmında çocukların babaanne yanından alınarak onunla görüşmesinin engellenmesinin, çocukların maruz kaldığı manipülasyon ve duygusal şiddetten uzaklaştırılarak olayları net biçimde anlatabilmesi için babaanneyle görüşmesinin engellenmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.”
Raporda kızının psikologla görüşürken kendisine mektup yazmak istediğini iddia eden, fakat ‘babaannesi kızar diye psikologdan bu raporu saklamasını istediğinin yazdığını’ öne süren M.A., şunları aktardı: “Şimdi sizlere soruyorum, ben öz kızımı istismar etsem sözde babaannenin alıkoyduğu kızım bana mektup yazmak ister mi? Psikoloğa beni özlediğini söyler mi? Kızım neden ‘Bu mektubu babaannem görürse bana kızar’ demektedir? İyice baskı altına alındığından olabilir mi? Raporda internette dolaşan resimlerin nasıl çizildiğini okudunuz mu?
Resim çizme pratiği olmayan oğlumun psikologla görüşmeye geldiğinde doğrudan kendi isteğiyle resim çizmek istediğini ve şaşırtıcı şekilde kızımın da de kendi isteğiyle resim çizmek istediğini söylediklerini okudunuz mu? Psikoloğun da bu durumdan şüphe ederek rapora ‘Her iki çocuğun da ne söylemeleri, ne çizmeleri gerektiği konusunda yönlendirildikleri şüphesi uyanmıştır’ şeklinde yazdığını da okudunuz mu?”
Babaanne: Çocukların yaşadıklarını unutturmaya çalışıyoruz
Babaanne G.S. ise iddiaların asılsız olduğunu, torunlarının hala travmadan kurtulamadığını söyledi. Bu konunun medyada yer almasını istemediğini, torunlarının etkilendiğini ifade eden G.S., sürecin avukatlar üzerinden sürdürülmesini istedi. Torunlarının psikolog destek aldığını anlatan babaanne, yaşanan süreci şöyle özetledi:
“Çocuklar, 2019 yılında bana geldiler. Şu anda psikolog desteği alıyoruz. Eğitimleri aynı zamanda devam ediyor. Bayağı bir yol kat ettik ama hala sayıklamaları mevcut. Korkuları mevcut. Çocukların sürece katılmasını istemiyorum. Çünkü çocuklar, korku içindeler. Orada gördükleri işkence, tehdit, istismar çocuklar da büyük travma uyandırmış. Bir kişi yan da baksa irkiliyorlar. Gece trafikten ses de gelse, irkiliyorlar.
Hala daha kendilerini korkuda hissediyorlar. Torunlarım ve ben medyada olmak istemiyoruz. Gündemde olmak istemiyoruz görsel olarak. Çocuklarım bir geleceği var. Yaşadıklarını unutturmaya çalışıyoruz. Onun için de gündemde çocuklarım olmasın. Avukatlarımız ile irtibata geçilsin. Bunu istirham ediyoruz.”
‘Davadan iki gün önce çocuklar kaçırılmaya çalışıldı’
G.S.’nin avukatı Yusuf Önder süreci başından itibaren adli süreç ve yaşananlar hakkında bilgi verdi. Çocukların kontrol edildiği sağlık kuruluşundan alınan fiziksel şiddet raporu üzerine adli işlem başlattıklarını belirten Önder, 2020 yılında dava açıldığını söyledi.
Duruşma gününden iki gün önce anne M.A. ve R.A. tarafından çocukların kaçırılmaya çalışıldığını belirten Önder, “İlk celseden iki gün önce Antalya’dan buraya geliyorlar ve velayeti kendisinde olmayan G.E.G.’yi kaçırma teşebbüsünde bulunuyorlar. Çocuk bu sırada bağırıyor, vatandaşlar devreye girerek, çocuğu üvey baba ve annenin elinden alıp, babaanneye teslim ediyor. Duruşmadan iki gün önce bunların yapılması şüphe uyandırır” dedi.
Avukat Yusuf Önder sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gelen haberler üzerine öğreniyoruz ki, çocukların annesi mahkemeye dair evrakları paylaşmış. Bu çocukların örselenmesidir. Çocukların haklarının zedelenmesidir. Çocukların adının açık bir şekilde görünür ve okunur bir şekilde yayınlanması, ifşa edilmesi tamamen bir hukuk ihlalidir. Bu ihlali kabul etmemiz mümkün değil. Bir takım haber kanallarından çocukların fotoğrafları paylaşılmaya ve erişilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul edemeyiz. Biz bu paylaşımlarla ilgili şikayetçi olacağız. Unutulma hakkı ve çocukların geleceği resmen şuanda çok büyük tehlikeye girmekte. Bu çocukları büyüyecekler. Bu çocuklar Türkiye’nin geleceği.”
Bir yanıt bırakın