Yusuf okulların tatil olmasıyla birlikte köyde yaşayan dedesinin yanına gitti. Kahvaltı yaparken dedesi Yusuf’a köydeki ineklerin bismillah dediklerini söyleyince Yusuf çok şaşırdı ve meraklandı. Yusuf Allah diyen papağan görmüştü ama hiç Allah diyen inek görmemişti.
Yusuf ile dedesi kahvaltılarını bitirip ineklerin yanına gittiler. Dedesi elindeki kovayı ineğin altına bırakarak bir tas kadar süt sağdı. Yusuf, sütün inekten alındığını biliyor olsa da böyle canlı canlı görünce dedesine “nasıl oluyor da yeşil otlar bembeyaz süte dönüşüyor” diye sordu. Dedesi “bu süt ineğin bismillah demesi ile olur” diye cevap verdi. Yusuf, dedesinin bu sözleri üzerine kulağını iyice yanaştırdı ve ineğin bismillah demesini duymaya çalıştı. Hiç bir şey duyamayınca dedesine ineklerin nasıl bismillah dediklerini sordu. Dedesi Yusuf’a ineklerin hal ve beden diliyle bismillah dediklerini söyledi.
Dedesinin bu sözleri üzerine Yusuf’un kafası birazcık karıştı. Dedesi bu durumu anlayınca Yusuf’a “bu elimde gördüğün bir tas sütü ilim adamları ve profesörler yapamıyor. Sence aklı, ilmi, diploması olmayan bir inek şu yeşil otları bembeyaz sütü dönüştürebilir mi?” diye sordu. Yusuf da hayır dönüştüremez diye cevap verdi. Dedesi “Sütü inek yapıyor dersek, ineğin bütün profesörlerden, ilim adamlarından daha akıllı olduğunu iddia etmemiz gerekir ki; bu çok yanlış ve komik olur” diyerek sözlerine devam etti. Dedesinin bu sözleri üzerine Yusuf gülerek “insandan daha akıllı inek mi olurmuş, çok komik bu” diye kendi kendine söylendi.
Dedesi Yusuf’un bu sözlerini duyunca Yusuf’a; “mademki insandan daha akıllı inek olmaz, insanın yapamadığı sütü, akılsız inek nasıl yapıyor “ diye sordu. Yusuf hiç düşünmeden evet dedeciğim nasıl yapıyor diye aynı soruyu dedesine yöneltti.
Dedesi Yusuf’un bu sorusuna “ Bu inekler konuşmadan, hal ve beden diliyle Bismillah demektedir. İneklerin yemyeşil otları, bembeyaz, tertemiz süte dönüştürmesi onların Bismillah’ıdır. İneğe bunu yaptıran güç Allah’tır. İnekler, kendinden beklenmeyecek bir işi yaparak bu gücü Allah’tan aldıklarını göstermekte, böylelikle hal ve beden dili ile bismillah demektedir”. diye cevap verdi.
Yusuf dedesinin ne demek istediğini anlamıştı. Gözü ilerdeki arı kovanına ilişti. “Dedeciğim o zaman bu arılar da Bismillah diyorlar. Onlar da Bismillah deyip bal veriyorlar” dedi.
Yusuf ineğin nasıl bismillah dediğini anlamış, arıya bakarak arının Bismillah’ını da duymuş, görmüştü. Yusuf köyde geçirdiği zaman içerisinde sürekli olarak inekleri, koyunları, arıları, tavukları gözlemledi ve onların besmelelerini duymaya çalıştı.
Bütün mevcudat lisan-ı hâl ile Bismillah der…. Her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar Bismillah der, rahmet feyzinden birer süt çeşmesi olur…
Bir yanıt bırakın