Bedene yedirilen gıdalar, ne kadar hoşa gitse de, fazla yenemez. Bedenin bir sindirme kapasitesi vardır. Bunun üstüne çıkıldığında ağırlık yapar. İnsanı tıkar. Lezzeti de kaybolur. Mânevî gıdalar ise böyle değildir:
“O mânevî rızıklardan binlerce okka yesen, yine de peri misâli tertemiz, tüy gibi hafif bir hâlde yürür gidersin.”
“Allah yemeğinden, o rûhâniyet gıdasından denizler kadar ye! Yine de hoş bir hâlde gemi gibi yüzer gidersin.”
KUR’ÂN İLE BESLEN
“Samanla, arpayla beslenen hayvan, kurban olur; Hak nûru ile gıdalanan da yaşayan bir Kur’ân olur.”
“Ten midesi, insanı samanlığa doğru çeker götürür. Gönül midesi ise, reyhanlığa ulaştırır.”
“Bu ağır, kesif rızık kırıntılarından kurtulursan; yüce, latîf ve hafif rızıklara nâil olursun.”
“Mideden vazgeçip gönle doğru yürü de, Allah’tan sana perdesiz, açık bir şekilde selâm gelsin!”
“Bu bedene ait olan ağzı kaparsan, sende mânevî ve rûhanî bir ağız açılır da, o ağızla ilâhî sır ve mârifet lokmalarını yersin.”
Bedene yedirilen gıdalar, ne kadar hoşa gitse de, fazla yenemez. Bedenin bir sindirme kapasitesi vardır. Bunun üstüne çıkıldığında ağırlık yapar. İnsanı tıkar. Lezzeti de kaybolur. Mânevî gıdalar ise böyle değildir:
“O mânevî rızıklardan binlerce okka yesen, yine de peri misâli tertemiz, tüy gibi hafif bir hâlde yürür gidersin.”
“Allah yemeğinden, o rûhâniyet gıdasından denizler kadar ye! Yine de hoş bir hâlde gemi gibi yüzer gidersin.”
“Ey gafil kişi! Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân’da; «Hakk’ın verdiği rızıktan yiyin!» diye buyurduğu rızkı, sen hikmet sanmadın da ekmek sandın. Allâh’ın verdiği rızk; kişinin mertebesine, anlayış ve seziş kabiliyetine göre, hikmet ve mârifettir. O, yiyenin boğazında durmaz, onu öldürmez.”
Mide ve gönül, maddî gıda ve mânevî nasipler…
Bir yanıt bırakın